Genel

Boşanma Davası Kapsamında İstenebilecek Maddi Değerler(Maddi – Manevi Tazminat, Nafaka)

Boşanma davasında evlilik birlikteliğinin sona ermesine neden olan tarafın diğer tarafta yarattığı mağduriyet ölçüsünde maddi ve manevi tazminata mahkum edilmesi medeni kanunumuzca düzenlenmiştir. Bu sayede mağdur olan tarafın kusurunun diğer taraftan az olması şartıyla hakimin takdiri ölçüsünde manevi tazminat elde etmesi ve zararını ispatladığı ölçüde maddi tazminat elde etmesi mümkündür.

Eski medeni kanunumuzda kusursuz olan eşin tazminat talep edebileceği düzenlenmişken bu şart 2002 sonrasında yürürlüğe giren medeni kanunumuzda daha makul ölçülere çekilerek daha az kusuru olan tarafında bundan faydalanabileceği bir sıklaya indirilmiştir.

Bu kapsamda tarafların maddi ve manevi tazminat talepleri yanında evliliğin sona ermesi nedeniyle yaşam standardı mahkemece tespit edilebilir düzeyde azalacak yoksulluğa düşecek tarafın nafaka talebiyle birlikte değerlendirilebilecektir. Tazminat talepleri nafaka alacağından bağımsız alacak kalemleri olup tamamen yekun bir alacak şeklinde ödenmesine hükmedilmektedir.

Tazminata karar verilebilmesi için evlilik birliğinin BOŞANMA kararı ile sona ermesi gerekir. Mahkemece ayrılık veya boşanma dışında bir karar tesis edilmesi halinde Maddi ve Manevi tazminat elde edilmesi mümkün değildir.

Boşanma kararının kesinleşmesinin sonuçlarına değinmek gerekirse; boşanma kararının kesinleşmesinden sonra eşlerin birbirine karşı aile hukukundan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri sona erdiği gibi, kişisel ve mali açısından da önemli sonuçlar ortaya çıkar.

Kişisel sonuçları, evlenme ile kazanılan vatandaşlık hakkı, sıhri hısımlık , kadının soyadı, eşlerin birbirine karşı cebri icra yoluna gidebilmesi , mirasçılık sıfatının kaybı ve çocuklarla ilgilidir.

Mali sonuçları ise , malvarlığının tasfiyesi ,maddi manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına ilişkindir.

BOŞANMA KAPSAMINDA MADDİ VE MANEVİ ZARARIN TESPİTİ

Tazminat genel manada zararın sonucudur. Bu kapsamda maddi tazminattan anlaşılması gereken malvarlığının olması gereken hali ile haksız eylem nedeniyle an itibari ile mevcut olduğu durum arasında ki farktır. Yani malvarılığının haksız eylem nedeniyle eksik kalan kısmı maddi tazminat ile denkleştirilme imkanı bulmaktadır.

Her ne kadar yukarı izah edilen maddi tazminatın borçlar hukuku bağlamında matematiksel hesabı kolay ve mümkünse de BOŞANMA HUKUKU açısından tespitinin matematiksel hesabının bilimsel realitelerle tespiti mümkün değildir. Bu öngören yasa yapıcıda “uygun bir maddi tazminat” ifadesi ile daha az kusurlu olan eşin ispat edeceği sosyal ve kişisel nitelikleri kapsamında ki en makul maddi tazminatın belirlenmesi yöntemi izlenmektedir. Ayrıca boşanma nedeniyle çıkabilecek olası(kuvvetle muhtemel görülen) zararlarında ,boşanma kapsamında istenmesi mümkündür.

Bu kapsamda belirtilen maddi tazminat evlilik birliği sürerken diğer eşe yapılan maddi katkılar olmayıp BOŞANMA NEDENİYLE ortaya çıkan menfi zararlarıdr. Evlilik birliği içerisinde iken diğer eşe yapılan maddi yardım ve katkılar somut bir alacak davası olup bunların hesabı ispat kuralları çerçevesinde matematiksel olarak mümkündür. Ve bu tür alacak talepleri ayrı bir alacak davasının konusu olduğundan maddi tazminat talebi dışında kalacağından ayrı olarak harcı yatırılmak suretiyle boşanma davasının içinde yada boşanda davasından ayrı olarak açılacak bir dava ile tespit ve hükmedilecektir. Boşanma davası kapsamında ki maddi tazminat talebinin konusunu bu reel katkılar  oluşturmamaktadır.

Bu kapsamda maddi tazminatı ,evlilik birliği devam ederken ,boşanma konusunda az kusurlu veya kusursuz olan eşin, aile birliği kapsamında elde ettiği ve evlilik birliği devam etse idi elde etmeye devam edeceği maddi getiriler oluşturmaktadır.

Somut olarak tespit edilecek zarar tutarı hakim tarafından aşağıda ki sosyal ve kişisel unsurlar dikkate alınarak belirlenecektir

  • Tarafların evlilik birliği içerisindeki durumları sahip olduğu olanaklar
  • Oturulan evin bulunduğu yer ve özellikleri
  • Aile bireylerinin barınma , beslenme ve eğitim gibi yaşam özellikleri
  • Eşlerin çalışıp çalışmadıkları ve gelirleri
  • Ortak malların idare ediliş biçimi
  • Talepte bulunanın eşine güvenerek işinden veya eğitiminden ayrılmış olması
  • Eşin işyerinde veya bağlantılı bir yerde çalışıyor ve boşanma nedeniyle işsiz kalmış olması
  • İstenilen tazminatın başka yerden karşılanıp karşılanma olanağının bulunmaması
  • Sonuç olarak belirlenecek tutarda tarafların sosyal ve ekonomik durumları , ülkenin ekonomik gerçekleri ve paranın satın alma gücüde göz önünde bulundurularak tutar ortaya koyulacaktır.

 

Maddi tazminatın zamanaşımı ise boşanmaya neden olan tarafın haksız eyleminden başlamak üzere 2 yıldır. Dolayısı ile bu talep haksız  fiil zamanaşımına tabidir.

Manevi tazminat ise en genel tanımıyla haksız eylem nedeniyle yaşanılan elem ve ızdırabın her ne kadar bilimsel olarak maddi karşılığı tam olarak tespit edilemez ise de kişinin sosyal ve kişisel nitelikleri çerçevesinde meydana gelen zararın tespiti ve para ile giderilmesine ilişkindir. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi zenginleşme aracıda değildir.

Tüm bunlarla birlikte manevi tazminat talep eden kişinin kişisel hakları ve aile bütünlüğü önemli derecede zarar görmüş olmalıdır. Boşanma nedeniyle manevi tazminat için, boşanmaya neden olan olaylar kişilik haklarına saldırı oluşturmalı, ve saldırıya uğryan eş bunlardan manevi olarak elem ve acı duymalıdır. Bu sayede manevi tazminatla bozulan ruhsal yapı çöküntü ve üzüntü giderilmeye çalışılır.

 

Tazminat talepleri yanında nafaka hükümleri kapsamında diğer eşten daha az kusurlu veya kusursuz olmak şartıyla yoksulluk nafakası da eşin lehine hükmedilebilecektir.

 

                                                                                                                                                                                              Av. Ahmet Alper BEKTAŞ

 

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir